Your Monster – Toksik Ayrılıkların “Canavar” İhtiyacı

tarafından
Ekim 9, 2025
görülme

Girizgâh

Bitmiş bir ilişki düşünün.

Partnerinize halen daha ilgi duyuyorsunuz, onun için üzülüp gözyaşı döküyorsunuz öte yandan size iyi gelmeye başlayan birisi var. Onunla vakit geçirdiğinizde mutlusunuz ama geçmişinizdeki canavarın size yaşattığı mutluluğa da hasretsiniz. Ne mide bulandırıcı bir ikilem!

Fakat, insanın doğası bu.

Canını yakan şeyleri hafızasının uzun süreli belleğinde saklamayı tercih ederler.

Bugünkü filmimiz olan “Your Monster” tam olarak “Katil, Canavar, Kurban” üçgeni etrafında şekillenen modern bir “Güzel ve Çirkin” masalı.

Geçmişin Yaralarından Doğan Asıl Geçmiş

Artık bir yaranız var. Sizi aldatan ya da terk eden partnerinizin açtığı bir yara. Bunu aşmanın en sağlıklı yolu elbette ki belli bir süre boyunca hiç kimse ile duygusal bir bağ kurmamak, kendi merheminizi kendinizin yapmasıdır lakin bu denli duygusal bir çöküşe sürükleyen dönemlerde “Tutunacak bir el” arayışı nispeten istemsizce yapılan büyük bir hatadır.

Duygusal anlamda birisi ile bir yakınlık kurabilecek noktada olmamanıza karşın kalbiniz mantığınıza “Bana bir omuz gerek” düşüncesini öyle bir dayatır ki sizi geçmiş ama tam anlamıyla geçememiş bazı not defterlerinizin altı çizili cümlelerini bulmaya iter.

Bu cümleler kimi zaman bir insandır, kimi zaman bir grup.

Yara bandı değişir, yara bandının nasıl takılacağı değişmez.

Filmdeki ana karakterimiz olan Laura, bu yara bandı tedavisini ta çocukluğunda kendini her şeyden koruması için zihninde yarattığı canavarını tekrar var ettiği bir hikâye ile bilinçaltında eski sevgilisinden onu tamamen kopartacak, koruyucu ve bir o kadar ürkütücü hayali arkadaşını tekrardan hayatına sokarak uyguladı.

Gerek hastalığı gerek yalnızlığı gerekse kalp kırıklıkları, onu bu depresyon sürecinde güvenebileceği tek şey olan çocukluğuyla tekrar karşı karşıya getirtti.

Peki güncel geçmişinin yaraları, ilk geçmişinin arda kalanları ile sarılabilir miydi?

Laura’nın Bir Türlü Kopamayışı

Onu aldatan, ona yazdığı rolü başkasına veren, ondaki en büyük yarayı açıp hastalığının ilerlemesine sebebiyet veren Jacob, her ne olursa olsun Laura’nın zihninde hep onu sevdiği anılarıyla kaldığından mıdır bilinmez ama ondan bir türlü kopamayışı, bizleri film boyunca serzenişe sokan yegâne etken.

“Şimdi koptu! Bak şimdi kopuyor! Birazdan kopacak!” derken filmin sonlarına doğru bile kendisini yeniden arzulayıp, film boyunca inşa edilen kişisel gelişimine ve canavarına nasıl ihanet ettiğini görmek, işin sonunda tekrardan, bu kez en yakın arkadaşı ile aldatılması, bizlere insanın özünde o mikrop varsa değişme ihtimalinin sıfıra yakın olduğunu tekrardan öğretse de Laura’nın bunu öğrenmek için kaç defa kazık yemesi gerektiğini bir türlü anlayamadık.

Bunun en büyük sebebi elbette ki verilen sözler, yazılan rol, duygusal patlamalar.

İnsan, inandığı yolda alıştığı insan tarafından yapılabilecek bütün nankörlüklere kulak tıkayabilecek kadar kendini düşünen bir varlık. O yüzden onu aldatmış olsa da bunu tekrar yapmayacağına güvenmek istemesi, canavarın tedavilerine yanıt vermek istemeyerek onu öfkelendirmesi, sevdiği adamın dönüştüğü kişiyi görmemek için direnmesi.

Kalp, mantığa aykırı gelen her duyguya kucak açan saf bir organ.

Laura ise Jacob ile birlikte inşa ettikleri dünyanın yalnızca kendi başına yıkıldığını göremeyen saf bir kız.

Film boyunca Jacob, kendisine ne yaparsa yapsın onunla tekrar konuşmaya çalışması, prova esnasında duygusal bir patlama yaşayıp ona tekrar arzu duyması ve eve döndüğünde canavarın yüzüne bakamayışı, canını acıtan bıçağı daha da derinlere sapladığında ölmeyeceğini sanması, bir karakter ancak bu kadar gerçekçi bir eski sevgili olabilirmiş, bu kadar olmuş.

Canavar’ın Öfkesinin Altında Ne Yatıyor

Düşünün ki geçmişteki bir hayali arkadaşınız, yetişkinliğinizde tekrardan hayatınıza dahil oluyor ve sizi toksik bir cenderenin içinden çıkartmak için elinden geleni yapıyor. Birlikte tabaklar kırıyor, şarkılar söylüyor, aşk filmleri izliyorsunuz ama siz hiçbir koşulda bu tedaviye yanıt vermek istemiyorsunuz.

Canavar nasıl sinirlenmesin?

Önce geçici bir misafirmiş gibi tahammülsüzlükle yaklaşan, daha sonra acısına ortak olan, en sonunda ise kendisine âşık olan Canavar’ın öfkesinin altında elbette ki Laura’nın hem ona hem de kendisine ettiği nankörlük yatmakta.

Laura’nın böyle yaparak kanserini iyice nirvanaya çıkardığını da görüyor, gözyaşlarının peşi sıra gelen haykırışları da duyuyor, kendisine ne denli yazık edişinin de ona ne denli yazık edişinin de farkında.

Hele ki elleriyle inşa ettiği bir partnerin, filmin sonunda kendisini kovması, tekrardan inandığı o adama gidip bir kere daha hayal kırıklığına uğraması, zor durumda kaldığında, ona yazılan rol tekrar ellerinden kaydığında, çareyi yine kendisini çağırmakta bulması.

“Canavar” Neyi Temsil Ediyor?

Canavar, Laura’nın bu toksik ilişkideki içsel vazgeçişlerinin bir sembolü olarak film boyunca kullanılabilecek en iyi şekilde kullanılmış.

Aralarındaki duygusal bağın adım adım ilerlemesi hem mantık hem duygusal açıdan kendini ilişkiden soyutlamasına yardımcı oluşu, onu en iyi onun anlaması ama onun bile Jacob’a karşı olan hisleri ile ilgili doğrudan bir şey yapamayışı.

Canavar, Laura’nın çocukluğunda ona güç veren ve kötü çocuklardan koruyan cesur yanı.

İçinde bulunan canavarı olarak, aslında bize toksik birlikteliklerimizden kurtulmak için gerekli olan temel etkenin içimizde olduğunu çok güzel şekilde vurguluyor.

Laura’nın film boyunca ilerleyen hastalığının, filmin sonların doğru Canavar ile yüzleştikten sonra iyileşmesi ise Canavar’ın yöntemlerinin, Laura’nın kalbindeki zehri onarmasını temsil etmekte.

Bir diğer deyişle “Senin artık canavara ihtiyacın kalmadı, içindeki canavarı dışarı çıkardın, iyileştin.” Demek.

Ayrılık Acısı Yaşayanların İzlemesi Gereken Bir Film

“Your Monster” ayrılık acısı yaşayan bireylerin, film repertuarında muhakkak bulunması gereken, doğru bakış açısı ve yorum kabiliyeti ile doğru zamanda izlenildiğinde, bir kalp ameliyatı kadar etkili olabilecek gerçeklikte bir film.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

Bunu Kaçırma!

Whiplash Ekseninde “Mükemmeliyetçilik” Güdüsü

Mükemmeliyetçilik: Varoluştan bu yana gelen bir

Requiem for a Dream – Çaresizlik sizi nereye kadar götürebilir?

Requiem for a Dream, 1978’de Hubert